İnceleme ♥ Dragon Age II

 "Müziği duyduğum anda bu oyunun içime öküz oturtacağını anlamıştım..."

/!\ Dikkat Spoiler Çıkabilir /!\
Rain Hawke
Evet, yine bir Dragon Age oyununun sonuna geldik. Çoğu DA fanı tarafından pek beğenilmese de, Origins ve elli küsur saat Inquisition'ı da oynamış biri olarak en beğendiğim oyun buydu diyebilirim. Öncelikle oyunu daha da mükemmelleştiren mod yaratıcılarına teşekkürlerimi sunuyorum. Yazının sonunda her zamanki gibi kullandığım modları ve direkt Nexus Dragon Age II mod sayfasını bulabilirsiniz.

Şimdi gelelim incelemeye. Oyunu bitireli bir-iki saat oldu ve düşüncelerimi toparlamaya çalışıyorum
-gece yazmaya başlamıştım-. Steam'de oluşan bir sorundan dolayı ne yazık ki DLC'leri oynayamıyorum ve bu çok canımı sıkıyor. Bir şekilde çözüm bulamazsam -ki sanmıyorum- ne yazık ki internetten izlemekle yetinmek zorunda kalacağım. Origins'in DLC'lerini oynamamıştım fakat DAII'nin yağ gibi kayması ve Fenris'i daha çok görmek istemem DLC'lerle devam etme konusunda beni heveslendirmişti.

Ben female Mage Hawke olarak oynadım bu yüzden hikaye anlatımım da bunun üzerinden olacak. Diğer seçeneklerle ilgili bir fikrim yok. Çok dağılmamak ve olabildiğince oyun hakkında (DLC'ler hariç TT_TT) her şeyi anlatmak için bu incelemede başlıklar üzerinden gitmeye karar verdim, umarım başarılı olurum.

Hikayeye geçmeden önce yanıma aldığım yarenlerim hakkında kısa bilgiler vereceğim ki konuyu anlatırken bölüp karakter geçmişi açıklaması yapmak zorunda kalmayayım. (Agatha Christie romanı gibi oldu hehehe.)
Aveline: Ostagar'dan kocasıyla kaçarken Hawke ve ailesi tarafından Darkspawn'lardan kurtarılan bir savaşçı. Ne yazık ki kocasını kaybediyor. Kirkwall'da daha sonra şehir muhafızlarına katılıyor. Kılıç ve kalkandaki üstün yeteneği onu güvenilir bir müttefik yapıyor. 

Varric: Bir yüzey cücesi. Hawke ile Kirkwall'da Deep Roads'tan altın çıkarmak üzere birilerini ararken tanışıyor. Kendi deyimiyle Hawke'ın en iyi arkadaşı. Çok sevdiği arbaleti Bianca ile başa çıkamayacağı düşman yok.

Fenris: Köleliğinden önceki hayatını hatırlamayan Tevinter'lı savaşçı bir elf. Eski efendisi Danarius ve sayısız acımasızlıkları yüzünden büyücülerden nefret ediyor. Danarius tarafından üzerine Lyrium'la işlenmiş dövmeleri, dövüşte Fenris'e üstünlük sağlıyor. 

Ve yıldızımız Hawke...

HİKAYE

Hikaye, DAO'daki Blight devam ederken Lothering'ten kaçan Hawke ailesiyle başlıyor. Hatırladığınız üzere Lothering Blight'ta yıkılmıştı, biz de kurtulmak için Ferelden'dan ayrılmak zorunda kalıyoruz. Leandra Amell ve olaylardan üç yıl önce ölen Malcom Hawke'ın en büyük kızı olarak başta Rain, daha sonra küçük kardeşleri Carver ve Bethany geliyor. Babaları büyücü, anneleriyse Kirkwall'un asillerinden olan çocuklar, anneleriyle beraber dayılarının yanına Kirkwall'a sığınmacı olarak geliyorlar. Rain gibi bir büyücü olan Bethany, yoldayken bir dev tarafından öldürülüyor. Carver ise ablasının gölgesinde kaldığını düşünen agresif, hayatta amacını bulamamış bir adam. 
Bethany ve Carver

Kirkwall'a gelip dayımızla buluştuğumuzda Amelllerin eskisi gibi itibarı kalmadığını öğreniyoruz ve bir yıl boyunca şehirdeki insanlarla çalışmak durumunda kalıyoruz. Dayımız tüm parayı pavyonlarda ezmiş, dayı bir dur ya. Varric isimli bir cüceyle tanışmamız, hayat boyu sürecek bir arkadaşlığa evriliyor.

Biraz atlatarak gitmeye karar verdim, yoksa bitmeyecek...

Varric, Rain'e ağabeyiyle beraber Deep Roads'a gidip biraz altın bulmayı öneriyor. Bunu duyduğumda fenalık geçirecektim "Beni oraya geri göndermeyin!11!!" diye. Fakat DAO'nun aksine buradaki Deep Roads tam tadında bırakılmıştı ve oynaması keyifliydi, fazla uzamadı. Meğerse asıl geliş amacımız Varric'in ağabeyi Bertrand'ın güçlü bir idol araması ve bulmak için bizi kullanmasıymış. İdolü bulduktan sonra ihanete uğrayan ekibimiz, çıkış yolu ararken bir yığın altını da bulup eve zengin dönüyor.
Hawke Malikanesi

Eski aile şanını ve mülkünü tekrar ele geçiren Hawke, yüksek sosyetede ve yönetimde tabiri caizse borusu öten biri haline dönüşüyor. Kirkwall'a gelip kazık çakan Qunların burada ne yaptığını bilen yok, bunu öğrenmesi de bize düşüyor. Vikontun emirleriyle beraber birkaç kez Qunların üç liderinden biri olan Arishok ile konuşup arabuluculuk yapıyoruz ama nafile. Şehirdeki çoğunlukla elflerden oluşan azınlığın Qunlara katılması, vikontun oğlunun Qun sempatizanı olması gibi gerekçeler Chantry'deki biraz psikopat bir ablamızı rahatsız ediyor, entrikalar dönüyor falan derken Qunlar en sonunda ayaklanıp Kirkwall'u ele geçirmeye çalışıyorlar. Hawke ve ekibi Arishok'u basıp o ve yanındaki tüm Qunları etkisiz hale getirerek Kirkwall'un Şampiyonu oluyor. 
Arishok - Buna yürünse buna da yürürdüm şimdi gerçekçi olalım.

Şehirde bir Mage-Templar çekişmesi hakim. Mageler çok tehlikeli olan kan büyüsüne başvurup yaratıklara dönüşürken Templarlar da haliye buna bir dur demek istiyor. Açıkçası genelde her RPG'de büyücü olarak oynayan bir insan olarak onlara karşı sempatim yok denecek kadar azdır. Özellikle Dragon Age evreninde Magelere karşı bu nefretin sebebini anlayabiliyorsunuz. Hepsi manyak, hepsi deli ve saçma sapan argümanları var ve siz buna karşı çıktığınızda da "Sen de Mage'sin nasıl yani?" diye şaşırıyorlar. Lan salak, meslek gibi bir şey bu. Ben tercümanım diye tüm tercümanları kendi kanım gibi savunacak mıyım aq bu nasıl bir mantık? Templar demişken iki gözümün çiçeği ve seriyle tanışmama vesile olan Cullen da Kirkwall'da önce Knight-Captain daha sonra da Knight-Commander olarak görev yapıyor. 
Chantry - Dragon Age Wiki

Bu çekişmede bir taraf seçilmeli, ya Templarları tutacaksınız ya da Mageleri. Ben Templarları tuttum çünkü dediğim gibi Mageler daha az umrumda olamazdı. Yalnız Templarların başında Meredith isimli bir kumandan bela var, bu abla kafayı tüm Mageleri öldürmek ve şehrin kontrolünü ele geçirmekle bozmuş. Oyunun finaline kadar ona yardım ettim. Magelerin başı olan büyücü Orsino, Meredith'in suçlamalarına karşı "Valla bizde kan büyüsü olmaz bacım yanlışın var!" derken oyunun finalinde boss olarak karşımıza çıkıyor. Maks mage (Alınma Hawke.) şaşırdık mı, hayır.
Meredith ve Orsino. Ortadaki de ben ajfhkajdg. Bu ikisini shipleyen insanlar varmış, arkanızdayım dewamke. Enemies to lovers severiz.

Zaten oynarken de göreceğiniz üzere agresif tavırlarından bize de bir gün çatacağı belli olan Meredith, Orsino'yla olan dövüşten sonra "Sen de Mage'sin hiçbir yere gidemezsin!" diye üzerimize saldırıyor. Bertrand'ın çaldığı idolü hatırladınız mı? İşte Meredith'in elinde kılıç olarak karşımızda duruyor.
Bacım şunu bana doğrultma, şeytan doldurur.

Zorlu bir final boss'tan sonra Meredith Templarlara "Atıl kurt!" emri verince özellikle güzel Mage kadınlara düşkünlüğüyle tanıdığımız (lmao) Cullen "Hop!" diyerek olaya müdahil oluyor. Adeta bana Gladyatör'deki sahneyi hatırlatan (Bir ara onu da yazmak lazım aslında, Team Commodus bitches!) olaydan sonra Templarlar elini eteğini çekip Meredith'in emri altından çıkıyorlar. Meredith de bize daha el kaldıramadan Maker'dan belasını buluyor. 

Böylelikle Templarların da saygısını kazanarak (Arkamda Yeniçeriler var olm benim1!1!!!1) oyunun başından beri gözümün olduğu vikontluğu da almış oluyorum. İlk oyunda kraliçe oldum, burda vikontes. Inquisition'da daha da ileri gidebilir miyim bakmam lazım. Gözüm bayağıdır Orlesian Empire'da ama hayırlısı... (>ᴗ•) 
Varric

Meğerse bunların hepsi rüyaymış... Şaka şaka. Sadece Cassandra, Varric'i sorguya çektiği için Varric'in ağzından tekrar yaşıyoruz. Sebebiyse bir "elametin" yaklaşması ve Kirkwall Şampiyonu'nun belki de bunu durdurabilecek tek kişi olması. Bu sebeple Cassandra Hawke'un nerede olduğunu öğrenmeye çalışıyor ama Varric de bilmiyor. Müziği duyduğum anda bu oyunun içime öküz oturtacağını anlamıştım, Dragon Age'in böyle bir özelliği var. Bana nedense karakterleri trajik geliyor. Özellikle de baş karakterleri. Yani koskoca Grey Warden ortalıkta yok, sevdiği herkesi ardında bırakmış. Şimdi de Hawke öyle. Nerede, kiminle bilen yok. Cassandra eli boş birliğine geri dönüyor ve Varric'i serbest bırakıyor.

Dışarıda tanıdık bir simayla karşılaşıyoruz: Leliana. Zaten üzerindeki kıyafetlerin ne olduğunu söylememe de gerek yok. Bu sembolü de tanıyoruz. Cassandra Şampiyon'un da aynı Ferelden'ın kraliçesi olan Grey Warden gibi ortalıktan kaybolduğunu söylüyor ve bir kahraman arayışı devam ediyor. Ta ki bir Trevelyan'la tanışana kadar...
Sıradaki maceramız ve son durağımız Dragon Age: Inquisition.

KARAKTERLER

Fenris
Sevgili okur, inan ki burada karakterleri anlatmaya kalksam bu yazıyı bitiremem, aklım hep bir yerlere gider "A, bu da vardı!" diyerek cümlelerimi toparlayamam. Bu yüzden çok yüzeysel gideceğim ve karakterleri keşfetmesini sana bırakacağım. 

Dünyası çok iyi kurulduğu gibi Dragon Age'in karakterleri de birbirinden çeşitli ve kendine has. Hiçbirini bir diğerinin yerine koyamam. Yani ne Alistair'ı ne Fenris'i ne de Cullen'ı kıyaslayıp aralarında seçim yapamam, hepsinin kalbimdeki yeri ayrı. Şimdi biraz oyundaki romantizme değinmek istiyorum. DA II'de genel olarak bir karakterle ilişkinizin gidebileceği iki yön var: Arkadaşlık veya rekabet. Arkadaşlık adından da anlaşılacağı üzere daha karakterle aynı fikirde olduğunuzda, rekabetse tam tersi düşünceleri savunduğunuzda artan bir olgu. Bu romantizme de yansıyor.
Fenris ve Rain

Daha önce de dediğimiz gibi Fenris eski bir köle, ve eski efendisi sebebiyle Magelerden nefret ediyor. Rain de bir Mage olunca aralarında anlaşmazlıklar doğuyor. Dark romance'in sadık bir takipçisi olarak bunlara friends to lovers gitmez diye düşündüm ve her ne kadar Mageleri sinek kadar takmasam da sırf Fenris'in damarına basmak için konuşmalarımda Mageleri savunur gibi yaptım ve rekabeti fulledim. "Your love will kill me!" edalarıyla kıvranan Fenris'in en sonunda Hawke'un kollarına kendini bırakmasını izlemek aşırı zevkliydi. 

Aa, bir dakika ya. Elf, beyaz saçlı ve kaçak bir köle. Efendisi de onu arıyor... Size de tanıdık geldi mi? 
Doğru söyleyin lan Astarion'ı Fenris'ten mi çaktınız? Larian açıklama bekliyoruz!!1!1bir!
Yalnız yeri gelmişken BG3'e inceleme yazmaya kalkarsam geri oturamayabilirim, nasıl bitireceğim bilemiyorum Altan...

Her neyse, aşk kuşlarımıza geri dönersek iki barı da -arkadaşlık veya rekabet- en yüksekte tuttuğunuz sürece Fenris asla yanınızdan ayrılmıyor. Ne seçerseniz seçin, kendi düşüncelerine ters de olsa sizi sevdiği ve saygı duyduğu için her zaman ardınızda oluyor. Yani ben Templarları değil de Mageleri seçseydim yine Fenris benim yanımda kalacaktı ama dikkat edin, eğer rekabet yüzde yüz değilse bu tarz bir seçimde Fenris'i Maker'ın rahmetine kavuşturmak zorunda kalabilirsiniz. Veya daha da kötüsü, Fenris size teşekkür edip yanınızdan ayrılıyor ve efendisine kendi isteğiyle dönüp hafızasını sildiriyor. Ay ağlayacağım galiba, böyle kötü şeyler konuşmayalım. ૮(˶╥︿╥)ა
Aaa, aile var ayol! Hehehehe ( ͡° ͜ʖ ͡°)

Son savaştan önce "Ben sensiz olamam." diyen Fenris'le birbirimize ölmeyeceğimize dair söz verip savaşa giriyoruz ve oyundaki romans burada noktalanmış oluyor. Bencekısaydıyanidahauzunolabilirdişikayetemezdim •ᴗ•
Şimdi gelelim Hawke'a. Diğer iki oyununa bakınca Dragon Age'in ilk oyununda karakterin konuşmamasının -arada söylediği üç beş cümleyi saymazsak, misal "Can I get you a ladder, so you can get off my back?" hala uyuz oluyorum- ya dönemin teknolojisi ya da stüdyonun bütçesiyle alakası olduğunu düşünüyorum. Çünkü bu oyunda karşımıza oldukça konuşkan bir Hawke çıkıyor ve ben buna ba-yıl-dım. Diplomatik, esprili ve ciddi olarak üç diyalog seçeneğinden en çok espriliyi seçerek bayağı sarkastik bir Hawke ile bitirdim oyunu ve şu kadarcık 👌bile rahatsız olmadım, her şey tam ayarında yapılmıştı. Kadın Hawke'un çok beğendiğim bir diğer yanı da hem sesi hem de beden dili. Ses sanatçısı Jo Wyatt müthiş bir iş çıkarmış, aynı zamanda koşma tarzından "idle" hareketlerine kadar dişilik akan bir Hawke'la oynamak inanılmaz eğlenceliydi. Gözümüz gönlümüz açıldı valla. 

DAII'yi çok beğenmemin sebeplerinden biri de bu olabilir, karakterimin resmen yaşadığını hissettim ve bağ kurdum. Dürüst olmak gerekirse Inquisition'daki karakterim biraz odun gibiydi, tamam o da konuşuyor ama sanırım Hawke'u arayacağım...

Aveline ve Varric hakkında da kısa da olsa bir şeyler söylemek istiyorum. Varric Inquisition'da zaten yarenlerimden biriydi (Her zaman arbalet kullanan biri lazım.) ve bilgim olmadığı için karakterleri de pek taktığım söylenemezdi, şimdiyse her baktığımda DAII'deki anılarımızı ve Hawke'u hatırlayacağım (Gerçi Hawke DA:I'de yardıma geliyor ama sonuçta artık onunla oynayamıyoruz.). Varric, görünce keyfinizin yerine geldiği, sorunlarınızın çözüleceğini hissettiğiniz bir arkadaş. Adam resmen comfort character gibi bir şey oldu.
Rain ve Varric

Pek çok hayranın konu hakkında memnuniyetsizliğini belirttiği gibi ben de belirteceğim: Varric'le romantik bir ilişki yaşayamıyorsunuz. Sebebini kimse tam olarak bilmese de karakteri yazan kişi bu aşk-meşk işlerinden hoşlanmıyormuş. Her ne kadar bunu saçma bir gerekçe olarak bulsam da, bazen iki insanın arasındaki dostluk aşk kadar hatta belki ondan da derin olabiliyor. Hawke ve Varric'in ilişkisi de böyle, ikisi de birbirine güveniyor ve canlarını emanet edebiliyorlar.
Aveline'e de değinelim. Mesleği ve tecrübeleri gereği biraz soğuk ve sert mizaçlı olan Aveline aslında içinde küçük bir kız çocuğu kalbi taşıyan biri, bunu kocasını kaybettikten sonra yeniden aşkı bulmasını izlerken anlıyoruz. Her neyse, DLC'leri oynayamamak ve yarenlerimle daha fazla vakit geçirememek tekrar koymadan önce şöyle bir toparlayıp yazıyı bitirelim.
Dragon Age maceramın ikinci oyunu olan DAII bende çok güzel anılar bıraktı; akışkan, yağ gibi akan ve nispeten kısa bir oyun. Sıkmıyor, adamı dellendirmiyor. Kombatı zevkli ve kolaydı bu yüzden değinmeyi bile unuttum. Karakterleri derin ve verdiğiniz kararların gerçekten oyunu etkilediği bir mekaniğe sahip. Dediğim gibi en büyük kusuru DLC'lerin Steam üzerinden çalışmaması ve EA üzerinden indirip kurmaya kalktığımda programın bana "Bu bilgisayarda DAII yok la önce onu indir." demesi. (ノಠ益ಠ)ノ彡┻━┻ çözüm arama yolculuğum devam edecek... Origins'i oynadıysanız bunu haliyle oynamanız lazım, pişman olmazsınız. "Origins eski, oynayamam." derseniz direkt bundan da başlayabilirsiniz, eğleneceğinizi düşünüyorum. 

Buraya kadar okuduğunuz için teşekkürler, aşağıda kullandığım modları bulabilirsiniz. İyi oyunlar, bir sonraki yazıda görüşmek üzere!

KULLANDIĞIM MODLAR

Bağlantılar yeni sekmede açılır.

pineappletree's make-up intensifier: https://www.nexusmods.com/dragonage2/mods/2648
hawke estate mirror: (black emporium dlc'si çalışmadığı için tip değiştirecekseniz indirin)
https://www.nexusmods.com/dragonage2/mods/4328
no more bloody teeth: (hiçbir şey indirmiyorsanız bunu indirin)
https://www.nexusmods.com/dragonage2/mods/2906
witcher 3 ciri yennefer outfit: https://www.nexusmods.com/dragonage2/mods/4278

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İnceleme ♥ Dragon Age: Origins

Tıp Fakültesinin Bahçesinde Bir Mütercim Tercüman

Her Detayını Bilmeden Bir Şeyleri Sevmek

Beklediğim Oyunlar #1 | OBSCURA

Bu Üçlü Çok Güçlü: Favori Hint Dizilerim