Gece İzlemelik Oyun #2 | Outlast & Whistleblower DLC

İnsanlar garip canlılar. Kendilerini eğlendirmenin değişik yöntemlerini buluyorlar. Kimi kolezyumda aslanların gladyatörleri parçalamasını i...

5 Aralık 2019 Perşembe

Takip Etmenizi Önerdiğim Bloglar 1: Lousia Chevalier

Bugün sizlere takip etmenizi önerdiğim bir blog yazısıyla merhaba diyorum. Bu blog sevgili kuzenim Dilara'nın gerek hayattan kesitlerini, gerek son zamanlarda yaptıklarını veya çalıştığı dersleri konu aldığı bir blog. Kendisi veteriner fakültesinde okuyor ve yazdığı ders çalışma yazılarını okumak çok zevkli; renklerle kendisine yazının içinde temalar hazırlıyor ve bitince yenisinin gelmesini istiyorsunuz.
Tabi ki bunun olabilmesi için en azından üç-beş kişiden oluşan aktif bir kitleye ihtiyacı var. Ben her ne kadar sen yazmaya devam et, desem de okuyan olmayınca insanın bir şeye devam etme hevesinin ne kadar azaldığını biliyorum. Bu sebeple bu güzel blogu takip etmenizi ve yazarını sıkıştırmanızı öneriyorum! XD
Hemen bloga gidip yazılarını okumak için aşağıdaki linke tık tık!
soulsofendlessbooks
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, görmek istediğiniz bir yazı varsa bana yorumlarda bildirebilirsiniz.

28 Kasım 2019 Perşembe

Tıp Fakültesinin Bahçesinde Bir Mütercim Tercüman

Eveeet, herkese merhaba. Aslında bu yazıyı yaklaşık bir buçuk ay önce yazmam gerekiyordu ama ha şimdi ha yarın derken öteledikçe öteledim ve bugüne kaldı. Neyse, kısaca özet geçmem gerekirse artık hatırlayamadığım bir tarihte (XD) eve gitmeden önce "dur şurada oturayım da bir ders çalışayım" demiştim. 

Hava güzeldi, daha soğumaya başlamamıştı. Akşamüstü güneşi yeşillik alanları güzelce aydınlatıyor, insanlar hastanenin bahçesindeki banklarda sohbet ediyor ve kuşlar da cıvıldıyordu. Bana bazen yoğun bir şekilde ders çalışma isteği gelir; çantamdaki her şeyi masanın/sıranın üstüne çıkarır kendime ortam yaparım. O gün de açtım telefondan müziği ve başladım ardıl çeviri çalışmaya...
Dersimin bu kitabında ardıl çeviri için not alma teknikleri var. İnanın bana diğer sözlü diller yetmezmiş gibi bir de başıma "sembol" dili çıktı. Kendi sembollerinizi kendiniz oluşturuyorsunuz veya hazırda olan sembollerden kullanıyorsunuz. Misal, bir kare "ülke" anlamına gelirken, X olumsuzluk anlamı taşıyor. Konuşmacı hızla konuşurken sizin, olabildiğince çabuk ve kendi anlayacağınız şekilde not almanız gerekiyor. Daha sonra konuşmacı susuyor ve siz elinizdeki notlardan konuşmayı hedef dile çeviriyorsunuz. Konuşmacılar bazen kendini kaptırıp susmuyor, o yüzden yanınızda ağıza vurmalık bir kürek bulundurun.

Konuya dönersek, Stabilo Boss pastel sarı işaretleme kalemiyle Faber Castell'in 0.7 iğne uçlu siyah tükenmez kalemini kullandım. Diğer gördüğünüz sağ alttaki mavili-morlu Aliexpress'ten. Sarı olan uçlu kalem de WoohooBox'tan. O ikisini klipsleri yüzünden hava rüzgarlı olduğu için kağıtları tutturmada kullandım. Madame Coco'dan aldığım not defteri ve post-it seti de Tedi'den aldığım su şişesinin altında duruyor. Kalemlik de Woohoobox'tan. Defter de Madame Coco'dan. Madame Coco'ya ba-yı-lı-yo-rum.

Burada not alımındaki semboller nasıl olmalı, cümle yazılacaksa ne kadarı yazılmalı onları okuyup deftere not etmiştim. "Concepts"i de "consepts" diye yanlış yazmışım. *facepalm* Daha sonra hem kitaptan aldığım hem de kendi bulduğum bazı sembolleri yazarak kendi sembol alfabemin bir kısmını oluşturdum. Unutmadan orada gözüken gri ucu hardalımsı olan kalem de Dong-a markasına ait pastelimsi bir işaretleyici. Bulursanız almanızı kesinlike tavsiye ederim. Daha sonra rüzgar çok şiddetlendi, o gün mont değil deri ceket giymiştim o yüzden "hadi eyvallah" diyerek hava daha da bozmadan eşyalarımı toparlayıp durağa doğru yürümeye başladım.
xxxxx
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, yorum bırakmayı unutmayın!

25 Eylül 2019 Çarşamba

Yine ve Yeniden

Tekrar buradayım. Yazmayalı çok şey oldu, çok şeyler değişti. Burada kalanlara ve yeni gelecek olanlara selam olsun. İstikrarlı bir şekilde yazmayı düşünüyorum artık. Yazılarımı takip ederseniz ne mutlu bana.
-Görüşmek üzere!..