Baldur's Gate 3
*Kullanılan ekran görüntüleri bana aittir.
/!\ DİKKAT SPOILER ÇIKABİLİR. /!\
Oyunu en az bir kere bitirmediyseniz bu yazıyı okumanızı önermiyorum.
Bu yazı, ana ve yan görevler dahil olmak üzere bazı karakterlerin sonları hakkında spoiler içerir.
Spoiler takmayan biriyseniz veya öğrensem de oynama şevkim kaçmaz diyorsanız hoş geldiniz.
/!\ DİKKAT SPOILER ÇIKABİLİR. /!\
Oyunu en az bir kere bitirmediyseniz bu yazıyı okumanızı önermiyorum.
Bu yazı, ana ve yan görevler dahil olmak üzere bazı karakterlerin sonları hakkında spoiler içerir.
Spoiler takmayan biriyseniz veya öğrensem de oynama şevkim kaçmaz diyorsanız hoş geldiniz.
Bu yazı tam olarak bir inceleme yazısı değil, yerme yazısı da değil. Tam iki yıl boyunca hayatımın arka planında bir şekilde bulunmuş bir oyun olan Baldur's Gate 3'e bir tribute yazısı. (Yine de beğenmediğim şeyleri yüzüne vuracağım, kaçışı yok.) Lisedeki arkadaşımın "Sen bu evrenleri seversin." önerisiyle beraber bana ödünç vermiş olduğu Drizzt Efsanesi serisi sayesinde Dungeons & Dragons evreniyle tanışmıştım. Drow'ların anaerkil yapısını -her ne kadar hoşuma gitse de- garipsemiş, Menzoberranzan dehlizlerinde dolaşmış, karakterlerle bağ kurmuştum. Hatta ilk D&D seansımızda yarattığım karakter Drizzt'in ablası Vierna Do'Urden idi. O zamandan beri Drow'lara karşı özel bir sempati beslerim. Fantastik evrenleri ve kurgu dünyalarda kaybolmayı zaten sevdiğimden, böyle bir oluşumdan bu zamana kadar haberim olmadığı için hayıflanmış ve hemen adapte olmaya bakmıştım. Tabii bunun bir sebebi de o sıralar yarış oyunlarıyla kafayı bozmuş olmamdı denebilir, başka şeylere pek bakmıyordum. Bunu zaten "Her Detayını Bilmeden Bir Şeyleri Sevmek" isimli yazımda yazmıştım. (Okumadıysanız tıktık.)
Özellikle üniversiteye geçtikten sonra Steam'i daha aktif kullanmaya, ilgimi çeken ve daha önce oynamayı isteyip oynayamadığım oyunları satın almaya başlamıştım. NFS'leri dizdikten sonra sıra RPG oyunlarına gelmişti. Dürüst olmam gerekirse kuş bakışı dediğimiz top-down view'dan o zamanlar hiç hoşlanmadığım için genelde sıra tabanlı rpg'lerden uzak duruyordum. Daha çok Dragon Age, Skyrim gibi oyunlara yönelmiştim. Tabii zaman geçtikçe -incik cıncıkla da uğraşmayı seven bir insan olduğum için- parti ve sıra tabanlı top-down view oyunlar da ilgimi çekmeye başlamıştı. Dilara bana BG3'ü ilk gösteren insan olmuştu, anlatmıştı da. Ama ben nedense o sıra oyunu pek takmamış "Hm, iyiymiş." demekle geçiştirmiştim. Hatta sonrasında da Steam dolar kuruna geçmeden önce Dilara'ya oyunu almasını ben söylemiştim. Yani ikimizin de BG3'ü takmadığı bir dönem oldu, neden bilmiyorum.
Sonrasında gizemli güçler tarafından Youtube ana sayfama sürekli beyaz saçlı bir elfin videoları düşmeye başladı. Hangi videoya tıkladığım veya Youtube'a kaç kere girip çıktığımın bir önemi yoktu: Elf sürekli oradaydı, ben de inatla o videolara tıklamıyordum. (Buna benzer bir şeyi yine Hamilton'ı keşfime yol açacak olan "Satisfied" animatic'ine maruz kalmamda yaşamıştım.)
"Hehe, nasıl da salmadım ama..."
Yine böyle bir günde en son dayanamayıp "Ne ulan bu?!" diye bastım ve jeton köşeli olduğundan bunun Dilara'nın bana bahsettiği oyun olduğunu anlamam birkaç saniye sürdü. O anda minik bir aydınlanma yaşayıp hemen Steam'de oyunun sayfasına uçtum. "Partini topla?! Macera?! Grafikler de güzel... Romance mi?!!!" Zaten D&D evreni... Oyun bana kendini sattırmıştı bile. Ay boyunca ne yerim ne içerim düşünmeden o zamanki bursumun yarısını yapıştırdım ve hemen ea'yı indirdim. (Şimdi ea kısmı da biraz değişik, ama ona sonra geliriz.) Açılış, karakter oluşturma... Ah bir de başlangıçta Dream Lover yaptırtıyor aman aman nerelere geldik! Beni ilk saniyesinden içine çekti. Sadece o zamanki bilgisayarım yüzünden yüklenme ekranları çok uzun sürüyordu ama bu beni yıldırmamıştı. Büyük bir keyifle -biraz görüş açısından şikayetlenerek- oyunu oynadım, ama hevesim erkenden kaçmasın diye ea'yı tam olarak bitirmemiş, artık tam sürümde oynarım diye silmiştim. Şimdi release ile ea'nın arasında dağlar kadar fark olduğu için her şeyi keşfetmediğime pişmanım. Girizgahı yaptığıma göre ben en iyisi bu yazıyı başlıklara böleyim.
HİKAYE
Çok klişe bir başlık, evet. Hikayesi üzerinde çok yorum yapma gereği bulmuyorum, biraz öznel bir konu. Kimi çok beğenir kimi bu ne lan der. Fena değildi, ama hala Divinity oyunlarının konusunun daha iyi olduğunu düşünüyorum. Bana göre Baldur's Gate 3'te varış yerinden ziyade yolculuk önemliydi, o da gayet zevkliydi.
MEKANİKLER
Parti tabanlı sıralı klasik bir RPG oyunu. Diğer Baldur's Gate oyunlarına ve Pathfinder türevi oyunlara göre oynanışı çok çok çok...çok daha basit. İyi anlamda! Oyun D&D 5E kurallarını otomatik olarak zar atmada ve statlarda vs kendisi uygulayıp hesaplıyor, sizin bir şey yapmanıza gerek kalmıyor. Sadece karakterlerinizi güçlendirip saldırıları iyi yapmalısınız. Pathfinder oynamaya çalışıyorum ama henüz kafam basamadı...
KAMERA AÇISI VE KONTROLLER
Bak burda sınıfta kaldın işte Larian... Bütün mekanları 3D olarak modellemişsiniz, tavanlarına kadar her şeyi yapıp hazırlamışsınız ama third person kamera koymamışsınız, top-down view'da kalmış. Erken erişimde çok gözüme batmamıştı ama tam sürümde oynarken bu durum beni hep rahatsız etti. Neden daha yakından ve derinden bu dünyayı göremiyordum?! Çıldırmak üzereydim ki, sadece böyle düşünen ben değilmişim. Nexus'taki modder'lar Native Camera Tweaks ile bu sorunu çözüyor. Sadece o da değil, fareye basılı tutup yönetmek bir süre sonra zor geliyor, insanın eli WASD'ye gidiyor. Bunun da çözümü var tabii. Merak etmeyin, mutlaka kurulması gereken modların linklerini tıpkı Dragon Age yazılarımdaki gibi yazının sonuna ekleyeceğim. Özellikle kamera ve klavye modu oyunu deneyimlemem açısından çok büyük fark yarattı.
CLASS ÇEŞİTLİLİĞİ
Oyundaki her class'a ait karakter oluşturmadım, hepsiyle oyun da bitirmedim. (Oluşturduğum karakterlerin çoğu ya öldü, ya da sürekli patch geldiği için save dosyaları bozuldu zaten.) Genelde yarenlerin mevcut class'larının yanına yenilerini ekledim. Rogue+fighter gibi. Buna ek olarak oyuna sonradan pek çok subclass da eklendi. Anlayacağınız çeşit bol, multiclass'la karakterinizi daha da zenginleştirebilirsiniz. İçinde kaybolması gayet kolay bir konu, o yüzden alternatif arayan insanların tatmin olacağını düşünüyorum. Ben her zamanki gibi sorceress olarak oynadım. 5e Spells moduyla wizard ve sorcerer için yeni büyüler de ekleyebiliyorsunuz.
PHOTO MODE ve OYUN İÇİ MOD YÖNETİCİSİ
Maalesef oyuna gelen fotoğraf modu hiç tatmin edici değil. Patreon'da parayla satılan foto modu official olanına bin basar. Ben modlardan para kazanılması taraftarı olmadığım için -sonuçta kullanılan asetler ve oyun mod yapanların mülkiyetinde değil- kendisini satın almadım ama fotoğraf modunun geleceğini ilk duyurduklarında öyle bir şey olacağını sanmıştım, yanılmışım. BG3 yakın görüntü ve normal oynanışta iki farklı karakter render'ı yapıyor. Oyuna gelen fotoğraf modu oyun içi render'da aktif olduğu için yukarıdaki ekran görüntüsü gibi görüntüler ortaya çıkmıyor.
Oyun içi fotoğraf moduyla çekilen bir ekran görüntüsü. Fena değil ama üsttekiyle alakası yok gördüğünüz gibi.
Önceden sadece BG3 Mod Manager'la mod kurup yönetebilirken sonradan Larian'ın içine gömdüğü mod yöneticiyle BG3MM'in yapabildiği şeyleri oyunun içinden yapmaya başladık. Fakat bu yanında pek çok sıkıntıyı da beraberinde getirdi. MM'den modları kaldırmanıza rağmen oyunun içindeki yöneticiden gözükmesi, üzerine yazması veya uyumsuzluk yüzünden save bozulması gibi... Brrr, tam bir kabus!
EARLY ACCESS ve TEORİLERİM
Bir oyun firmasının müşterilerinin fikirlerine değer vermesi önemlidir. Fikirlerini sorması ve bunları işleyerek oyuna aktarması da değerlidir, buna laf yok. Fakat işin içine çok karıştırmak gidişatı kötü etkileyebilir ve sadece bir kesimin dediğinin olmasına yol açabilir. Larian'ın yaptığı hatalardan biri de buydu: Kendi senaryolarından kopup çok fazla geri bildirime yüklenmeleri. Her şeyi de oyuncuya sormayacaksın kardeşim. Bakınız, Wyll şu anda -kimse kusura bakmasın- oyundaki en boş, en yavan, hikayesi en ilgi çekmeyen karakter. (Onu da bir şekilde ilgi çekici hale getirmeyi başardım, geleceğiz.) Fakat bu ea'da böyle değildi. Aksine, erken erişimde gözünün intikamını almak isteyen, dünyaya pembe gözlüklerle bakmayan yeri geldiğinde öfkesine yenik düşen yeri geldiğinde iyilik yapabilen bir Wyll vardı.
Ama mini mini ea oyuncuları ne yaptı? Bunu beğenmedi. "Imms, karakter çk kötü olmş bncee .s.s." diye diye hem Wyll'in ses sanatçısını hem de tüm olay örgüsünü değiştirttiler. Bizim de elimizde wannabe Prince Charming kaldı... Afedersiniz, Wyll çok kötü bir karakterdi de o bayıldığınız ne yapsa savunduğunuz Astarion sütten çıkmış ak kaşık mı? O adam da kötü ama ona bir şey dediğiniz yok? Hatta öyle gözleri kör olmuş ki bu kişiler Ascended ending'ini Astarion için kötü sayıyorlar. Neymiş efendim Astarion kötü değilmiş, spawn olarak kalması lazımmış. Ha-ha-hasssssiktir lan ordan. Astarion bal gibi de evil alignment'a sahip bir karakter ve Ascended sonu kendisine gayet de yakışıyor. Kendini sevdirmeyi başarabilen, amaçları her şeyden ve herkesten önemli olup bu yolda her şeyi mübah gören, manipülatif, acımasız, katilin teki. Kendisine zulmedildiği için üzgün ve kırgın dolanıyor, emin olun Cazador'un generali falan olsaydı sizin yüzünüze bile bakmazdı.
Bu dediklerimden iyi yazılmamış bir karakter veya ben beğenmiyorum diye anlaşılmasın, aksine oyunu Astarion yüzünden aldım zaten. Kötü karakterlere de bayılırım ve kendisi gayet iyi yazılmıştı. Sadece insanların alıp azizmiş gibi yukarılara çıkarmasına sinir oluyorum. Herif Judas mk. O yüzden bana göre spawn ending'i ve Astarion'ı iyi gösterme çabası bomboş. Good alignment'lı ana karakterlerle bazı şeylerde fikirleri yumuşayıp aynı seviyeye geldiği için "iyiye döndü" muamelesi yapılıyor.
Aslına bakarsanız BG3'teki hiçbir companion iyi falan değil. Belki Jaheira ve Minsc iyi denebilir. Ki Minsc'in intelligence stat'ı yüksek değil, yüksek olsa kendi kararıyla iyi mi kötü mü olurdu bilmiyoruz. Yani kısacası ea'da daha karanlık ve ilgi çekici bir olay örgüsü görebilecekken gereksiz geri bildirimlerle bu yumuşatılmış. Şimdi gelelim Dream Guardian'a çevrilen Dream Lover'ın kim olduğuna dair teorime.
/!\ En az bir kere Dark Urge olarak oyunu bitirmediyseniz bu kısmı geçebilirsiniz. /!\
Dream Guardian'ım "Demonheart"tan Brash
Erken erişimde oyun, karakterinizi oluştururken sizden bir de "Rüyanda kimi görüyorsun?" diye sorarak bir karakter daha oluşturmanızı istiyordu. Dream Lover denen bu kişi ilk etapta kendinize göre tasarlayabileceğiniz bir love interest olacaktı. Sonradan bu fikir çöpe atıldı, yazık oldu. (Sebebi ea'cıların o zamanki adıyla Daisy'yi fazla "ürkütücü" bulmaları. Animal Crossing mi bu kardeşim ya ne olacaktı?!)
Baldur's Gate ve Baldur's Gate 2'yi oynadıysanız veya konusuna hakimseniz olayın Bhaal isimli tanrının ve onun çocuklarının etrafında döndüğünü bilirsiniz. Bhaal yeryüzünde önüne gelen her kadını hamile bırakıp doğan çocuklara bir parçasını veriyor. Kendine çeken çocukları inanılmaz bir öldürme ve vahşet duygusuyla çevrelerine zarar verip en son kendilerini öldürüyorlar ve böylece babalarını yeryüzüne tekrar getiriyorlar. Hortkuluk gibi denebilir. Yani Toril'de bir tane bile Bhaalspawn varsa Bhaal'ın geri gelme ihtimali her zaman vardır. Bu durum Baldur's gate 3'te de farklı değil.
Early access'te karakter yaratım kısmında esas origin karakteri Dark Urge henüz gelmemişti ama Dream Lover sekanslarında aslında karakterimizin Dark Urge olduğuna dair birtakım işaretler vardı: Dream Lover'ı öldürmek istemesi, devamlı anlamlandıramadığı şekilde acı çekmesi ve Dream Lover'ın bunun üzerine yorumlar yapması örnek gösterilebilir. Aşağıya da videoyu bırakıyorum.
Peki bunun Dream Lover'la ne alakası var? Hemen anlatalım. Öncelikle bize seçilmiş kişi olarak sesleniyor. Tanıdık geldi mi? Oyunu Dark Urge olarak bitirdiyseniz zaten Enver Gortash'la karşılaştığınızda tüm bu Absolute olayının sizin planınız olduğunu açıklıyor. Yani nasıl Enver Bane'in "chosen"ıysa, biz de Bhaal'ın "chosen"ıyız. Orin'i saymıyorum o zorla pozisyonu almaya çalıştı ve biz hala hayatta olduğumuz için ünvan kendisine geçmedi. Yani Dream Lover bize "chosen" olarak sesleniyorsa kendisi de onlardan biri olmalı.
Orin'in bizi tenha bir yerde köşeye kıstırıp beynimizi dağıttığını sonrasında da bir yere attığını biliyoruz. Enver de zaten uzun bir süre ortadan kaybolduğumuzu söylüyor. Burada da Dream Lover "Seni arıyordum, hep uzaktasın." diyor. Parazitimiz olsa bizi neden arasın, zaten beynimizin içinde. Dream Lover'a dönersek, Durge kimsin diye sorduğunda "Bence kalbin kim olduğumu biliyor." diyor. Tam sürümde hem Enver'in konuşmalarından hem de Durge'ün yazdığı mektuptan bu kişinin Enver'in ta kendisi olduğunu anlıyoruz. Durge ve onun bir geçmişi var, sıradan bir arkadaşlık ilişkisi de değil. Aralarındaki şey aşk mıdır yoksa şehvet midir bilmiyoruz ama inkar edilemez olduğu ortada.
Bazıları Dream Lover'ın Netherbrain'in kendisi olduğunu ve bizi kandırmaya çalıştığını söylemiş. Bu da olabilir tabii ki ama dediğim gibi Dream Lover'ın Enver olma ihtimalinden daha az bence. Hatırlarsanız taşlar zaten güçlerini yitiriyorlardı. Netherbrain oyunun sonunda Illithid kıyametini gerçekleştirebilmek için piyonlara ihtiyacı olduğunu ve bunların üç seçilmiş kişi olup o izin verdiği müddetçe taşların Netherbrain'i kontrol altında tuttuğunu zannettiklerini bize anlatıyor. Zaten Netherbrain bizimle karşılaştığında bizden hiç haz etmiyor, ölmemizi istiyordu. Hatta devamlı söylediği şeyler "Eğil, itaat et, bana katıl." Bana katıl derken yanımda yönet gibi bir isteği zaten yok, sadece oyunun sonunda yenildiğini anlayıp yok edilmektense tekrar boyunduruk altına girerim diye düşünüyor. Konuşmalarından da bencil bir varlık olduğunu anlıyoruz.
Dream Lover'ın alevler altında yıkılmış bir Baldur's Gate gösterip "Düşmanların yenilecek, dünya sana diz çökecek." demesi ve elimizi tutması tam sürümde Act 3'te Netherstone'ları Enver'e getirdiğimizde bize eşit seviyede olduğumuzu ve onun yanında yönetmeyi teklif etmesini destekler nitelikte.
Bu da benim rahmetli Dream Lover... Ah ah...
Netherbrain ise akıllı tek bir varlık bırakmayacak şekilde hükmetmek istiyor. Durge'ün tek amacı bu beyni kullanıp kıyametimsi bir şey oluşturmak, sonrasında herkesi ve kendini feda edip babası olan Bhaal'ı yeniden bedenlendirmekti. Bunun için yardımcılara ihtiyacı vardı ve Enver'le Ketheric'i buldu. Enver'e "Ben her şeyi ve herkesi yok edip babamı getirteceğim yalnız. .s.s" deseydi Arşidük, hatta kral olmak isteyen Enver bunu kabul eder miydi? Hayır. Bu yüzden Durge sadece onun duymak istediklerini söyledi ve yanına aldı. Enver'in Absolute ordusunu Ketheric'le beraber bilerek Baldur's Gate'e saldırtıp yendikten sonra kahraman olmayı amaçlamasından ve kendisini Arşidük ilan etmesinden Durge'ün esas planından haberdar olmadığını anlıyoruz.
Aha buyrun, mektup burada. Balthazar'ın yaptığı yorum da Orin'in bize "O Enver hep senin kafana giriyor." demesi.
Şimdi teorime bir-iki bir şey daha ekleyip Dream Lover olayını kapatıp kendimin modlar sayesinde yapmış olduğu Enver-Durge redemption arc'ından bahsedeceğim. Tam sürümde biz hariç seçilmişlerin hiçbirinde iribaş yok, fakat ea'da durumlar nasıldı bilmiyoruz. Ben en azından Enver'de de olduğunu düşünüyorum çünkü bir sahnede -videoda bulabilirsiniz- bize yakınlaşmaya çalıştığında biz saldırmaya kalkıyoruz ve o da bize kızıyor. Biz de bunun parazit yüzünden olduğunu söylüyoruz Dream Lover'sa "Farkında değilsin, değil mi? İçindeki hayvani kısım kuduruyor. Onu sakinleştirmeme müsaade et." diyor. Oyunda iribaşları olan yarenlerimize etki edebildiğimizi biliyoruz, Enver de bunu kullanarak Durge'ün içindeki güdüyü sakinleştiriyor. Kabul etmeyip bunun sebebinin o olduğunu söylerseniz bağırarak "Buralara kadar gelebilmemiz için feda ettiğim onca şeyden sonra bu ne cüret!" diye bağırıyor. Netherbrain bizim için ne feda etmiş olabilir ki? Durge'ün planının başında beyin henüz "kontrol altında" tutuluyordu; en azından Netherbrain öyle düşünmelerini istiyordu. Beyin feda edemez ama bir lord çok şey feda edebilir. Bence bu cümle bile yeterli.
BONUS:
Kaynak video: tıktık.
Okumaya devam edebilirsiniz.
ENVER VE DURGE REDEMPTION ARC
Bunları bilen Yağmur durur mu, hemen yapıştırmış modları ve kendi sonumu kendim yazarım ulan diyerek yola çıkmış. Şimdi redemption arc deyince Astarion'ın spawn ending'i de onun redemption arc'ı olur o zaman diyenler gelmeden önce, benim redemption arc'ta bu ikisi iyi insanlara dönmüyorlar. Hala kötüler. Sadece dünyayı yok etmenin kötü bir fikir olduğuna karar verip en iyisi planı iptal edelim ve beraber yönetelim kafasına giriyorlar. Şimdi bunun için bana birisi lazım ki onu Enver yapabileyim. Astarion hayatta olmaz, Gale pek uymuyor, Halsin'in düşüncelerini bırak vücut modeli bile olmuyor fazla iri yarı. Hmm, yok mu şöyle Baldur's Gate'li olup hikayesi sıkıcı olduğu için düz takılan bir eleman. Ah tabii ya, Wyll!
Wyll, Enver olmak için biçilmiş kaftan arkadaşlar. Fazla iyimser diyaloglarını beynimizi yıkayarak görmezden geldiğimiz zaman redemption arc yapmak için elimizde her imkan var.
-Dük oğlu bir asilzade.
-Baldur's Gate'li.
-Grand Duke yapabiliyorsunuz.
-Hem Enver'in hem Wyll'in Avernus'ta geçmişi var. Enver çocukken Raphael'e köle olarak satılıyor. Bunu da kendi hikayemizde Dük Ravengard tarafından evlat edinildi olarak yazarsak üvey kardeşi Wyll'i de abisi yüzünden babasından yeterince ilgi görememiş ve kendini kanıtlayamamış evlat olarak Enver'in yeriyle değiş tokuş edersek ta-da! Kardeş rekabeti, yükselmeye çalışma, dünyayı kurtarmaya çalışma, ne ararsan var. Tek kötü tarafı sesleri değiştiremiyoruz, e ona da yapacak bir şeyim yok. O kadar kodlama bilsem kendi oyunumu yaparım ahaha.
"Düşüneyim... Valla iyi fikir."
Nexus'tan "Actually Burly Gortash" modunu indirerek siz de husband Enver Gortash'ı deneyimleyebilirsiniz. uwu
Evet, böylelikle Durge Rain ve Enver'in yaptıkları plan Toril'i yok etmeden önce yola çıkıp bunu engellemeleri ve daha sonra evlenip mutlu mesut minik tiranlar yapmasını izledim. <3 #agirlcandream
Aynı zamanda Honour Mode'u bu çiftimizle bitirmek istediğim için kaç kere öldüler sayısını unuttum...
Astarion'la olan hikayemi de yazardım ama of, çok uzun be. İki sonunu da gördüm ama favorim tabii ki Ascended Astarion. ( ͡° ͜ʖ ͡°) Kendisinin ilk göz ağrım olması sebebiyle yeri bende her zaman ayrı olacak ama Enver vanilla oyunda olmadığı için biraz daha onun üstüne düşmek istedim bu yazıda. Yoksa herkes Astarion'ın hikaye ilerlemesini biliyor. Bunun yanında ayrıca Gale romance ve azıcık ucundan Halsin romance'i de deneyimledim. Gale'inki de gayet başarılı ve tatmin ediciydi, özellikle God Gale sonu.
Halsin ise pek benlik bir beyefendi değil; bana sahiplenen, paylaşmayacak bir erkek lazım. O yüzden no-no.
Halsin ise pek benlik bir beyefendi değil; bana sahiplenen, paylaşmayacak bir erkek lazım. O yüzden no-no.
MÜZİKLER
Hayır, Baldur's Gate'in ödüller kazanan soundtrack'inden bahsetmiyorum. Bahsettiğim müzikler 90, 2000 ve 2010'lar Türkçe pop ve bir-iki araya sıkıştırılmış alternatif metal. Şimdi ne alaka diyebilirsiniz, anlatayım. Divinity Original Sin 1'de arkaya özellikle Türkçe pop açıp savaş sekanslarını öyle oynuyordum, savaştan çıktıktan sonra da kapatıp kafamı dinlendiriyordum. Şarkı sayıları DOS2'de biraz daha artmaya başladı ve Spotify'daki "Divinity" isimli playlist'imi oluşturdu. Baldur's Gate için de durum pek farklı olmadı fakat sadece kombat yerine oyunu oynarken full arkada dinlemeye başladım. O kadar çok dinliyordum ki insanların sinir olduğu Spotify reklamları araya girdiğinde ben iyi oldu biraz işitsel korteksim sıfırlansın, diyordum. Spotify 2024 Wrapped'ten bir kesitim. Murat Boz'lusu da vardı oranı 0.001'di ama onu bulamadım, hayatında bu kadar dinlenmemiştir herhalde...
Bu şarkıları dinleyerek oynamadıkça "Ne alaka bunlar karakterlere ve olay örgülerine nasıl uyuyor?" diyebilirsiniz ama ilk oynanışımda daha bu Dark Urge olaylarından habersizken (Tav olarak oynuyordum.) aklıma Enver'i sokan şarkı Murat Boz'un Janti isimli şarkısıydı. Sözlerin de payı olsa da esas olay arkada kullanılan enstrümanlar ve ezgilerdi.
Yine Murat Boz'un Püf isimli şarkısında kullanılan enstrümanlar da Enver'le uyumluydu. Enver'in kıyafetindeki avangart çizgilerle bu şarkıdaki çalgılar beynimde birbirine yap-boz parçası gibi oturuyor, daha nasıl anlatabilirim bilemedim.
Gale'e uyan şarkıysa Murat Dalkılıç'tan Derine isimli parçaydı. Bunu da Gale'in genel havasına uymasından -ve birazdan bahsedeceğim karakterimle ilişkisinden- dolayı beynimde böyle kodladım, daha doğrusu kendi gelişti.Neyse tüm şarkıları anlatacağıma sizinle playlist'in linkini paylaşıyorum. Hala BG3'e devam ediyorsanız bir de bunlarla deneyin derim.
/!\ En az bir kere Dark Urge olarak oyunu bitirmediyseniz bu kısmı geçebilirsiniz. /!\
(Siyah çizgileri görene kadar geçin.)
/!\ God Gale Ending Spoiler İçerir /!\
/!\ God Gale Ending Spoiler İçerir /!\
İYİ DROW OLUR MU? HEM DE DARK URGE?!
Drow'ları sevdiğimden bahsettik, Vierna'nın ilk D&D karakterim olduğundan bahsettik. Vierna'sız BG3 olur muydu peki? Olmazdı. Faerûn'daki maceradan o da payını aldı. Tribute yazısı olduğu için kısaca bahsedeceğim.
Bu oynanışta kendime bir kural koymuştum: Ne olursa olsun seçimleri değiştirmeyecek, bir önceki save'i loadlayıp "hile" yapmayacaktım. Her başına oturuşumda "Allah'ım bu sefer başımıza neler gelecek acaba..." diye merakla oynadım. Vierna; ikinci karakterim, ilk Durge'üm ve bu da ilk taktiksel oyunumdu. (İkinci Durge Rain Gortash idi.)
Bazı seçimler hiç hoşuma gitmedi, geri almamak için zor durdum ama iyi ki öyle yapmışım.
Hikaye kendi kafasında ilerlerken bir yandan da hem Gale'in hem de Vierna'nın kaderini değiştirdi. Vierna bir Drow, hem de kadın bir Drow olmasına rağmen merhameti seçti, iyi olmayı öğrendi, kendinden önce başkalarını düşündü ve kendisini insanlık için feda etti.
Hikaye kendi kafasında ilerlerken bir yandan da hem Gale'in hem de Vierna'nın kaderini değiştirdi. Vierna bir Drow, hem de kadın bir Drow olmasına rağmen merhameti seçti, iyi olmayı öğrendi, kendinden önce başkalarını düşündü ve kendisini insanlık için feda etti.
Dünyayı kurtarmaya çalışırken iki sevgili birbirini ihmal etmedi tabii, Gale Vierna'nın yanında olurken Vierna da Gale'in hayatta en çok ulaşmak istediği şeyi ona verdi. Gale bunu elde edince Vierna'sız bir anlamı olmadığını anladı ve onu da yanına aldı.
Önceki hayatında Lolth rahibesi ve Bhaalspawn olan bu Drow kadınından kimse dünyayı kurtarmasını beklemezdi, ama o kutlu görev için kendini bile riske attı.
Astral iribaşı tüketip hastalık gibi insanın içine işleyen Illithid lanetini bir adım daha ilerletti ve büyük kötüye karşı kullanmak için kanını zehirledi. (İşte hoşuma gitmeyen seçim buydu, önce karşı çıkıp zarı düşük atınca mecbur kalmıştım. Fakat şimdi iyi ki ellememişim diyorum.)
Yüzünü saklamaya ve kapalı giysiler giymeye başladı. Şehirde bir Lolth rahibesinin dolaştığı dedikodularının yayılması zaman almadı.
Drow artık ne bir Lolth takipçisi ne de acımasız bir Bhaalspawn'dı: O sadece Gale'in Vierna'sıydı.
Of, o anlara gittim. Her halde en iyi son bunlarınkiydi ya. Derine şarkısı da tam ekran siyaha girerken bitti. *chef's kiss.* Sizi hiç unutmayacağım bebeklerim. (╥ ᴗ ╥)
..............................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................
EN KISA OYNANIŞ KARAKTERİM
Bunca karakter boyunca hep babamıza karşı çıktık. Peki hedef odaklı tam bir Dark Urge olarak gidersek ne olur? En kısa oynanış süresini aşağıda göreceğiniz en vicdansız, kötülerin bile kaçtığı, tam bir Bhaal katili karakterimle oynadım. Yanıma yaren falan da almadım.
Ketheric bile görünce bi hasstr bu ölmemiş miydi bakışı attı.
Ablamıza hayatında başarılar diliyoruz...
DİĞER COMPANION'LAR
Evet, Shadowheart veya Lae'zel'den pek bahsetmedim. Bu yazıyı okuyan insanların (en azından çoğunluk olarak) oyunu bildiğini düşündüğümden ötürü oyunun her detayına çok girmekten ziyade tecrübelerim üzerinden yorum yapmayı daha uygun buldum. Bu iki karakterin hikayelerine gelirsek bence ikisi de gayet iyiydi. Zaten her yoldaşın verdiğiniz kararlara göre en az iki adet hikaye sonu oluyor, ben bu iki kızcağızınkini de beğendim. Hatta beğenmekle kalmayıp genderbent modlarla bir de romance yaptım. Orijinal hallerindeyse karakterimle üçü bff idi. Lae'zel'in öyküsünü hele ki sonlara doğru daha epik bulsam da Shadowheart'ınki de duygusal bir yolculuktu. Karlach'a gelirsek kendisiyle pek uyuşamadım ve başarımını açmaktan ziyade ileriye gitmedim. Zaten diğer save'lerimden hiçbirinde kendisi hayatta değildi... *oopsies*
Yazmayacağım çok uzun dedim de hadi bir iki cümle kurayım ayıp olmasın. "I can make him worse." düsturundan yola çıkarak vampir lordluğuna ilerlerken mizacının sertleşmesi ve havalara girmesi hoşuma gitti. Tabii Durge'ümün "Seni buraya kimin getirdiğini unutma." tavırları ve sözleri olayı daha da zevkli hale getirdi. Ee, ne demişler her zalim erkeğin arkasında daha zalim bir kadın vardır. (O zaman Tarkan'dan Ölürüm Sana bunlara gelsin mi, gelsin.)

Bilmiyorum arkadaşlar, insanların tercihlerine saygım var tabii ki ama ben mızmız erkek sevmiyorum. O yüzden oyundaki romance için seçeceğim adam da sert mizaçlı olmalı. Diğerleri daha yumuşak huylu iyimsi spawn Astarion'ı tercih edebilir, ben kötülüğünün hakkını veren güç sahibi despot Astarion'ı daha çok sevdim. Vur yumruğunu masaya oturalım reis!1!11!!

Eğer Astarion'la ilişkimiz varsa ve Ascended olduktan sonra bize sunduğu vampir olma teklifini kabul edersek onun vampir kölesi olduğumuzu savunan insanlar var. Yanlış. Astarion bize kendisi henüz bir spawn'ken bir vampirin en büyük rakibinin başka bir vampir olduğunu ve bu vampirlerin ısırdığı kişileri asla kanından içirip gerçek vampir yapmayacağından bahsediyor. Fakat Astarion yükseldikten sonra bizi ısırıp kanından bir damla içirdiğini söylüyor, yani spawn değil gerçek vampiriz aslında. Bu bir damla kanınsa ilerde güvenini sarsmazsak artacağını söylüyor. Temkinli ve güvensiz davranıyor evet ama bizi gerçek vampir yapacak kadar güveniyor ve seviyor. Ayrıca bir ilişki içindeyken bu teklifi kabul etmek karekterimi Astarion'ın karısı yaptı. Evliler ulan daha ne! *fan girl scream* Birlikteliklerinin uzun yüzyıllar süreceğini göze alırsak elbet bir gün Astarion'la güç seviyesinde denk olacağız. Çok önemli mi? Bence değil. Dediğim gibi, Astarion'ın höt hüt dediğine bakmayın; onu o mevkiye getiren hele ki bir Durge ise dengeler eşitleniyor. #hanimcilikkazanacak
Bu fikrimde yine Rus hayranlarla aynı kafadayız. Adamlarla kimi tutsam aynı fikirde oluyoruz lan, en son Life is Strange'de Mark ile Maxine'i shiplerken yine Ruslar yanımdaydı. İki taraf da Kafkasyalı olduğundan mıdır nedir dark romance'de Ruslarla fikirlerim aynı oluyor. Zamanında Ascended Astarion'ı mantıklı açıklamalarla savunan Rus bir kadını forumda yiyorlardı... Zaten Romance Club isimli mobil oyun da Rus yapımı ve içinde romance yaşayabileceğiniz sayısız kötü adam var. Allah'ım cennete düştük. Ona da bir ara değineceğim.
KIZIN ÜNLÜ OLDU ANNE
Yine her zamanki gibi Steam profil fotoğrafı için Pinterest'te dolanırken ana sayfada tanıdık bir sima aniden dikkatimi çekti. "Lan?! Bu benim kız?!" diyerek hemen tıkladım, anlaşılan ekran görüntülerimden biri internete yayılmış ve BG3 makalelerinden birinde kullanılmış, oradan da Pinterest'e düşmüştü. Bu da böyle bir anımdır.
SONA GELİRKEN
Yani ne diyebilirim ki. Bu oyun beni ilk çıktığı yaz sıcaklarında adeta bir Reddit dweller'ına, bir Discord moduna dönüştürmüştü. O sıcaklarda buz gibi Mango Loco'ları gömüyor, bir bacağım sandalyede uzun yol şoförü gibi atletle oturup, cips tıkınarak oyunu oynuyordum. Her önüme gelen modu indiriyor, bir sürü yeni şey deniyordum. Hayatımda bu kadar çok güncelleme alan başka bir oyun da görmedim ayrıca.
Yok zart patch'i, yok zurt patch'i derken nerdeyse her hafta büyük bir güncelleme geliyor, modlarımın anasını belliyordu. İşin yoksa sil bir daha yükle modları... İş onunla da bitmiyor, modların versiyonlarının güncellenmesini bekliyordum. Neden bu kadar önemli peki bu modlar benim için? Evet, BG3 güzel bir oyun ama bu oyunu modlayan adam geri dönüp bir daha vanilla olarak oynayamaz. Modların katkısı o derece büyük. Evet saatlerce oynadım ettim ama modlar sayesinde. İhtiyacı olan oyun kendini belli ediyor zaten. Skyrim, Dragon Age serisi, bu oyun, hele ki Sims modlarla çok daha zevkli olan oyunlardan sadece birkaçı. Bilmiyorum, rpg oynuyorsam oyunun dallanıp budaklanması hoşuma gidiyor. Bir sürü yan görev, karakter özelliği, kişiselleştirme, silah vb. eklemek hoşuma gidiyor.
Hiçbir mod kurmayacak olsanız bile en azından Native Camera Tweaks ve WASD kurmanızı öneriyorum, oyuna olan bakış açınız -gerçek anlamda- değişecek. Dilerseniz mod tavsiyelerime yavaştan giriş yapalım. Benim iki yüzden fazla kullandığım mod vardı, hepsini listeleyemem tabii ama önerilerim olacak. Mod kurmayı bu yazıda anlatmayacağım, indireceğiniz modun sayfasında adımları gayet anlaşılır biçimde anlatılıyor. Adım adım uygularsanız sorunsuz çalışırlar. Bazı modların çalışabilmesi için yanında fazladan modlar gerekiyor, onları da dikkatlice okuyun. Bağlantılar yeni sekmede açılır.
Tüm Baldur's Gate 3 Modları İçin: Baldur's Gate 3 Mods on Nexus
Native Camera Tweaks: https://www.nexusmods.com/baldursgate3/mods/945
WASD Character Movement: https://www.nexusmods.com/baldursgate3/mods/781
Brush Your Teeth: https://www.nexusmods.com/baldursgate3/mods/10180
Hiçbir şey indirmiyorsanız şu üstteki üçünü indirin yeterli.
5e Spells (büyü classları için): https://www.nexusmods.com/baldursgate3/mods/125
Raphael as Narrator (benim gibi anlatıcı kadının sesine ve tonlamasına ayar olanlar için bir alternatif):
https://www.nexusmods.com/baldursgate3/mods/7694
https://www.nexusmods.com/baldursgate3/mods/7694
Vemperen's Other Heads Repaired: https://www.nexusmods.com/baldursgate3/mods/2226
Less Wrinkled Expression and Forehead for Face (karakterinizin suratının çarşaf gibi kırışmasını engelleyen mod): https://www.nexusmods.com/baldursgate3/mods/1058
Encounters Overhaul (ikinci oynanıştan itibaren öneriyorum, oyuna daha fazla düşman ekliyor):
Golden Death Dice (honour mode'larımda sürekli kullandığım, honour mode bitince açılan zardan daha çok honour mode zarına benzeyen set):
https://www.nexusmods.com/baldursgate3/mods/1470
Actually Burly Gortash (yarenlerden birini Enver yapmak isteyenler için):https://www.nexusmods.com/baldursgate3/mods/1470
Astarion's Gear (vampir kocaya kıyafet seti): https://www.nexusmods.com/baldursgate3/mods/8755
Subtle Astarion Edit: https://www.nexusmods.com/baldursgate3/mods/1613
Astarion'ın kaş ve kirpiklerini koyulaştırıp ben ekliyor. Bence çok büyük fark yaratıyor, yukarıda çektiğim ekran görüntüsünde görebilirsiniz. Kaş kirpik beyazlaştırma gibi alternatifi de var.
Oynansa eminim yüz, iki yüz saat daha içerik çıkar, farklı kombinasyonlarla yine bitirirdim. Fakat yaklaşık beş yüz saatten sonra kendisiyle yollarımı ayırmanın vaktinin geldiğini düşündüm. Zamanımı daha farklı oyunlara harcamak istiyorum, bu sebeple kendim açmadığım sonları -mesela Karlach iyi/kötü sonu- Youtube'dan izlemeye karar verdim. Larian başka bir Baldur's Gate 3 oyunu yapmayacaklarını duyurduğunda üzülmüştüm, fakat bu aynı zamanda kendi oyunlarını yapacakları anlamına da geliyordu. Divinity evreninden mi devam ederler yoksa yeni bir evren mi kurarlar bilmiyorum ama onun da en az BG3 kadar eğlenceli ve kapsamlı olacağından eminim.
Bu oyundan sonra boşluğa düşülüyor evet, ne yazık ki o boşluğu kapatacak aynı kulvarda başka bir oyun henüz yok. Ama ben bu sıralar Diablo IV'e takmış durumdayım. Bağımlılık yapar demişlerdi inanmamıştım, doğruymuş. Onu da başka bir yazıda anlatırız artık. Gerçi Skyrim de en çok mod üretilen oyun olarak çok aklımı çeliyor ama oraya şimdilik girmemeyi tercih ediyorum yoksa oynadığım diğer oyunları bitiremem. Umarım ben oynayana kadar Skyrim Romance modu ölmez. TT_TT











-oy bayağı uzunmuş, o yüzden tek tek yorum yazacağım-
YanıtlaSil1. /!\Endgame spoiler/!\ Ulan karakterler iyi olsa "kötü" sonlarını seçtiğimizde değil "iyi" sonlarını seçtiğimizde bize ally'lık verirlerdi.
2. Modlarda ben oyuniçi mod kullanmamaya çalışıyorum çünkü birbiri üstüne yazıyor saçma sapan bir şeye dönüyor ortalık.. özellikle saçta yaşadım bunu.
3. oyundaki her karakterin kendine ait bir hikayesi, sizin yönlendirmelerinizle ilerleyen bir iyi bir kötü karakter gelişmesi, bu kişilerle sizin yaşadığınız diyaloglar.. hepsi gerçekten özel ve oyunu sevmek ve tekrar tekrar oynamak için sizi çok güzel teşvik ediyor. ben de anlık olarak iki buçuk oyun bitirerek neredeyse 600 saatime gelmişim (bunun çoğu saatlerce kıyafet değişimi inanın bana...) ama hala da yapmak istediklerimin yarısında falanım. Durge oynamak ve honour mode oynamak aşşşşırı iyi bir şey, ikisi de sizi tahmin edemeyeceğiniz hatta planlamadığınız yerlere sürüklüyor. Larian, nolur diğer oyunu aynı özenle ama biraz çabuk yapın olur mu? :c
endgame spoiler'da yazdığını düşünmemiştim he, onu iyi dedin. bence de insanlar tav'ı skipleyip direkt durge olarak oynamalı oyunu
Sil